Salı, Temmuz 31, 2012

puro içmeli

doktora gittim. kulağımda bir problem var. doktor bi şey yok, dedi, neden telaş ediyosun, dedi. telaş etmiyorum ama bu iş uzadı doktor, dedim, bu ağrı bitsin istiyorum artık dedim.

oradan bankaya geçtik. hesabımı kapatırken bana borçlu çıkan bu bankanın aslında bana borçlu çıkmasına olanak yoktu zira asıl benim biraz borcum olmalıydı onlara ama yok, illâ bizim size borcumuz var dediler ve bana otuz yedi lira verdiler.

o esnada milan, ilaçlarımı almak üzere eczaneye gitmişti. paramı aldım ve bankadan çıktım ve bankanın arkasındaki parka gittim ve orada bir bank vardı, o banka uzun uzun baktım.

sonra milan geldi. bi şeyler yemek için, (bir bankaya ilk kez kazık atmış olmanın verdiği bir neşeyle,) yeniden yollara döküldük ve bi yere geldik. ben orada zahmetsiz balığı yedim. zahmetsiz, zira balığın kılçıklarını falan alıyorlar, o yüzden zahmetsizce yiyebiliyosun.

milan'a dedim ki,  milancım, bak, şimdi ben gideyim şuradan puro alıp içeyim.. yok eğer olmaz dersen, yarın sen gittikten sonra içerim, dedim.

olmaz, dedi, sen o tek puroyu içersen tekrar başlarsın sigaraya, dedi.

allahım sana ne, dedim, ben yetişkin bir adamım, dedim, ne istersem yaparım, dedim.

yemeklerin arkasından birer çay içtik ve sonra hemen eve döndük. derken uyuyakalmışız.

uyandık fakat.