Cuma, Eylül 14, 2007

en iyi bildiğimiz şey


Ankara’dayız ve hayatımız boyunca en az becerebildiğimiz şeyi yapıyoruz: Bir takım enstrümanlar yardımıyla keyifli vakit geçirmeye çalışıyoruz.

Bunun için bu kafeye geldik. Amaç kitap okumak, açık havada olmak ve bu arada biraz nargile fokurdatmak…

Lakin zorlanıyoruz.

Zira; ılık bir çayla karşı kaşıya bırakıldık. Kitabımıza odaklanmaya çalışırken ayrıca nargileyi diri tutmak hususunda ziyadesiyle zorlanıyoruz. Rüzgar falan var bir de. Uzun kollu bir şey giymek gerekiyormuş ki onu da ihmal etmişiz.

Demek ki biz pek keyif ehli sayılmayız. Hiçbir enstrüman bu noktada bize yardımcı olamıyor. Belki de ensrümanları kullanmayı beceremiyoruz veya o ensrümanları kullanabilecek bir karakterle donanmamışız…

Hımmm...

Related Posts:

  • ne yapmalı? tatile gittikten sonra geri döndüm. izmir dünyanın en ıssız şehri hala benim için. evet. dün şu kitapları aldım: -hurufilik [kabalcı, f. usluer] -… Read More
  • manzara Read More
  • yaz başladı milan içerde uyuyor. sıcak var çok. dışardan bir takım sesler geliyor. ama çok diil. bu gün napsam yaw diye düşünüyorum hâlâ ama saat 15:30, dah… Read More
  • urla sabah oldu da uyandım. milan uyuyor ve uyanması biraz zaman alacak. (tatil ya bu gün.) kalktım, yüzümü falan yıkadım. gölgeli bir oda buldum kendi… Read More
  • annemin dünyası kafayı 45 derece çevirince hemen karşına bir ceviz ağacı çıkıyor. neredeyse pencereden eve girecek de bizi kovacak. aha! bir kuş, büyük bir kuş, yeşi… Read More