2. ama metroya binip basmane’de inmem gerekiyordu; onu anlamıştım bak.
3. metro’ya bindim. orada sendikadan bir adamla, bi ara bir toplantıda feminizm üzerine bir tartışmada kendisini cinsiyetçilikle suçladığım bir adamla karşılaştım- ama onu görmezden geldim, zira o esnada radiohead dinliyordum ve ara vermek istememiştim.
4. basmane durağında indik.
5. o önde ben arkada yürümeye başladık.
6. azılı bir komünisti takip eden bir gizli polis gibi hissediyordum kendimi. sanki 30’lu yıllarda falan idik ve şahıs, meçhul bir yöne doğru yürüyordu ve neredeyse yağmur yağdı yağacaktı ve üzerimde topuklarıma kadar inen bir paltom vardı ve bir tek fötr şapkam eksikti lan.
7. (neden sonra) şahıs kayboldu. nasıl kayboldu? ben o sırada neye daldım da kayboldu bilmiyorum ama orada izmirli bir kalabalığın ortasında kalakalmıştım.
8. (izmirli bir kalabalık, evet; nicedir uzaktan seyrediyorum onları, bi yerlere doğru yürüyüp duruyorlar, konuşuyorlar, gülüyorlar, ellerinde poşetleri falan oluyor, bazen oturuyor hatta bunlar ve hatta bazen koşuyorlar bile.)
10. mecburen bir polise buralarda bi eylem falan şey oldu mu diye sordum. bir panzerin önünde nöbet tutuyordu bu, muhtemelen eylemciler de yakınlarda bi yerdeydiler. şuraya doğru yürüyüşe geçtiler dedi polis. teşekkür edip o yöne doğru koştum.
11. derken yakaladım yoldaşlarımı tırtıl.
12. aralarına karıştım. bir müddet yürüdük.
14. bir müddet yürüdük.