abi buyur dedi şahıs, elini uzattı ve tokalaştık. kafeye bir müdavim olarak kabul edilişimin işareti olan bu karşılama biraz endişelendirdi beni zira bu nedenle, yani devamlılık ihtiva eden bir müşteri olarak kabul edilişimin bir sonucu olarak, bir takım iletişim şeyleriyle karşı karşıya kalmak durumunda bırakılacaktım, öyle görünüyordu. (bakınız bi berber buldum: eleman işinden ve müşterilerinden nefret ediyor. mekanına gidiyorum, sen de nereden çıktın lavuk şeklinde süzüyor bu beni, sonra son derece süratli bir şekilde kesiyor saçımı falan, tek bir konuşma geçmiyor aramızda, işini bitiriyor, parasını veriyorum ve sonra herkes kendi yoluna gidiyor. süper.)
İKİ
çantamdan masumiyet müzesi'ni çıkarttım. bu ikinci okuyuşum. rastgele bir bölümü açıp okumaya başlıyorum. sonra başka bir bölüm, sonra başka... (kemal'in füsun için aldığı hediyelerle karşılaştığı o bölüm: bütün bir romanı o satırlarla karşılaşırım umuduyla okumamış mıyım meğer?)
ÜÇ
kimsenin yaşamadığı bir gecekonduda gürül gürül yanan bir sobayım ben.