"1996 yılının 4. ayının sekizinde erhaNBey, Hilallı Köyü'nde birleştirilmiş sınıflı bir sınıfın öğretmeni olarak ikamet ettiği o günlerde şunları yazar:
Öğlen olmuş idi. Her hâlleri ile Marxist oldukları belli olan kardeşlerim türkü söylüyorlar iken ben bunları yazıyor idim. (Sigarasını yakar) (Sigarasını yakar da ne yazacaktır şimdi bu insan, ne yazabilir?)


(Neden sonra...)
TRT'de 'THM Sizin İstekleriniz' programını dinliyorum. Ne güzel! Ne tatlı! Özay Gönlüm ne takdire şâyan bi şahsiyet! Ve diğer sanatçı dostlarımız, Şûle Hanım ve Kubilay Bey...

'Kötülüğün Şeffaflığı'... Çok iç karartıcı bir kitap. Ama ısrarla okumaya devam ediyorum ben. Ben de kötümser bir insanım. (Yalan söylüyorsam adiyim.) Ama Genç Adam'ın kötümserliği daha çok 'götümser' bir kötümserlik idi. Bu kardeşim (yani Baudrillard) çok kasvetli ya! Karanlık bir hücrede tahta masasının başına oturmuş mum ışığı altında postmodern dünya üzerine ahkâm kesiyor. İntikam alırcasına! Ve çok zor bir dili var. Çok kavramsal! Bazı yerlerini anlıyor muyum anlamıyor muyum, ne yapıyorum bilmiyorum. (Ama okumaya devam ediyorum.) (Yine köpekler havlıyordu.)
Birazdan Gülşen Abi'yi seyredeceĞim.
[bu yazıda erhaNBey'in Hilallı'daki lojmanının içten ve ,dıştan iki adet fotoĞrafı yer almaktadır.. dileyen okuyucu, fotoğrafları, üzerlerine tıklayarak orijinal büyüklükleriyle şey edebilir.]