sevgili günlük.
sabah tam sekizde (birden) uyandım. hemen tıraş oldum ve gömleğimin görünen kısımlarını ütüledim ve koşa koşa dolmuşa koştum ve şansım yaver gitti ve fazla beklememe gerek kalmadan bir dolmuş durdu ve dolmuş evka 3'e doğru gidiyor idi.
ipodumu açtım ve "ludwig feuerbach ve klasik alman felsefesinin sonu"nu okumaya koyuldum.
derken okula geldim. istiklal marşı okundu ve coşku yeterli bulunulmayınca bir kere daha okundu ve sınıflarımıza girdik.
konu toplumsal sapmalar idi. bir öğrenci, "hocam," diye sordu, "che guevera da bir sosyal sapma içinde miydi?" başka bir öğrenci benim yanıtlamamı beklemeden cevap verdi: "evet, ama olumlu bir toplumsal sapma idi." ben de ekledim: "mevzua nereden baktığınıza bağlı olarak başka türden de değerlendirmeler yapılabilir bu konuya."
bu gün nöbetçiydim.
nöbet bölgeme gittim ve kitabımı açtım. engels, hegel'i değerlendirirken şöyle diyordu: "..demek ki gelecek, yazgısı gereği, daha önceden usa aykırıdır." dün için gerçek olan bu gün için artık gerçek diildir ve yarın için gerçek olan ondan sonraki için de artık gerçek olmayacaktır.
bu gün sekiz saat dersim vardı ve çok yoruldum. eve geldim ve hemen bilgisayarın başına geçip dexter'ın son bölümünü izledim ve sosyal paylaşım ortamlarına ne var ne yok diye baktım. (bi şey yoktu.)
ve bunun üzerine biraz uyudum ve sonra bir telefon beni uyandırdı ve bir şahıs, "süper projemiz üzerinde çalışıyo musun?" diye sordu ve ben de "hem de nasıl" diye karşılık verdim ki bu bir yalandı ve telefonlar kapandı ve ben de bunun üzerine şu filmi izlemeye koyuldum.
aramasını beklediğim asıl kişi beni aramıyor ben de onu aramıyorum ve o esnada aptal işi bir oyun dolambacında zaman hızla ilerliyordu.