hayatımda bi sürü şey var.
hem de o kadar çok şey var, o kadar çok şey var ki bi şey ancak bu kadar çok şey olabilir. o bi sürü şeyin ortasında yolumu kaybettim ben , bi yerlere doğru gidiyorum: bu kaçınılmaz zira hayat mütemadiyen bi yerlere doğru giden bir şeydir; ama artık kendime ilişkin hiç bir fikrim yok, duvardaki bir çatlak gibiyim ve o çatlağı artık göremiyorum.
benim kendimi bir yabancının gözüyle görmeye ihtiyacım var.
bana ne olduğumu, ne yaşadığımı ve ne istediğimi anlatan, sadelikle bana ayna olan bir mesih kitap istiyorum ben peri.
ve bir başkası için de böyle bir kitap yazabilmeyi hayal ediyorum.
[doli?]