bu gün maaş günüydü tırtıl. maaş günüydü bu gün ve böylece bir takım acı gerçeklerle yüzleşmiş oldum zira zor günler geçirmekteyim.
"varolmayı ve varolmayı sürdürmenin korkunçluğu."
hmmm.
borges. kör şeklinde tanrı olan bir şey idi.
şimdi burada odamda oturan bir insanım.
zavallı niyazibey'in olağanüstü maceraları'nı çizmeye çalışıyorum lâkin canım son derece sıkkın (ve hadi bir kafiye patlatalım: 've hatta bıkkın', şeklinde) -şevkle çizemiyor ve çizdiklerime neş'e katamıyorum ve bu arada hazır fırsat doğmuşken belirteyim, pavarotti'den la boheme'i dinliyorum ben şu an ve ev soğuk.
masada tam üç adet bardak var ve değişik zamanlarda çay içmişşim ben onlarla ve içtikten hemen sonra oracıklarda bırakıvermişim onları ki böylece içleri çay artıklarını barındıran kirli gövdeleri, tamam mı, kalakalmış çiçek açan genç kızların gölgesinde.
hay allah:
-bir fındık kabuğuna sığıp, gene de kendimi hudutsuz ülkelerin hükümdarı sayabilirdim.